29 Ekim 2010 Cuma

ARAP KIZI CAMDAN BAKIYOR





Yağmur damlaları cama vuruyordu. Kara gözleri sokağa bakıyordu, küçük burnunu cama dayamıştı. Çocuğun ağzında bir tekerleme;

Yağmur yağıyor
Seller akıyor
Arap kızı camdan bakıyor

Pencerenin ardından yaşamı izlemek hoşuna gidiyordu. Yağmura rağmen sokakta bir kaç oğlan çocuğu topun peşinde koşturuyordu. Annesi odada yokken camı hafifce aralayıp  “Ali ‘’ diye bağırıyor, sonra saklanıyordu.  Yaptığı muzurluk çok hoşuna gidiyordu. Bir yandan da farkedilirse diye korkuyordu. Ali mahallenin en haylaz çocuğuydu.

Evin içinde bir nem kokusu vardı, annesi çamaşırları dışarı asamadığından sobanın demirlerinde kurutmaya çalışıyordu. Bu koku ona yalnızlığı hatırlatıyor, bu kokuyu sevmiyordu. Ne zaman evde bu koku olsa annesi onunla ilgilenmiyordu, odadan bir içeri, bir dışarı çıkıyor, sürekli bir şeyler yapıyordu. Sanki bir düğmesi var da kurulmuş gibiydi.

Arada bir çocuğun yanına geliyor bir tabak bırakıyor, sanki kendi kendine bir şeyler konuşuyordu, kavga eder gibi. Annesinin bıraktığı mandalinaları yiyip kabuklarını koşarak sobanın üstüne koyuyordu. Yalnızlığını geçirecek koku bu olmalıydı.

Tekrar pencerenin önüne geçti, camlar buğulanmıştı, eliyle bir kalp çizdi cama. Kalbin arasından koşuşturan insanları izlemeye devam etti. Kaldırımda şemsiyesiz koşan kadının ayagi kaydı, yere kapaklandı. Gülmeye başladı, sonra hemen toparlandı, utandı güldüğü için. Ama düşenleri izlemek çok komik geliyordu ona.

Camdan bakarken hayallere dalıyordu, belki babası akşama çekmeceli çukulata getirirdi. Çok istediği oyuncak çamaşır makinası vardı acaba onu alırlar mıydı? Birden irkildi o oyuncaktan vazgeçti, burnuna keskin bir nem kokusu geldi. Büyüyünce annesi gibi olmayacaktı, çoraplarını, giysilerini kendisi alacaktı. Geçenlerde annesi çorap parası istediginde, babası bağırmıştı:

‘'Eşşek gibi çalışıyorum, akşama kadar evde oturuyorsun, evdeki çoraplar neyine yetmiyo'’ 

Ertesi gün annesi çorabının tabanlarına yama yaparken ağlamıştı, saklamaya çalışsa da, o annesini görmüştü. Uyuma numarası yapar onların konuşmalarını dinlerdi gizli gizli..

Hayallere dalmışken bir gürültü koptu. Ne olduğunu anlayamadan, kucağına bir top fırladı. Eli kanıyordu. Annesi koşarak geldi, bir yandan sokaga bağırıyor, bir yandan telaşla sağına soluna bakınıyordu. Bir yeri acımıyordu, ufak bir kesik. Ali'nin topu camı kırmıştı. Ali korku içinde ortadan kaybolmuştu bile.

Çocuğun annesi onu kucağına aldı, en sevdiği kurabiyelerden getirdi yanında da süt. Kızının yanından ayrılmadı, çok korkmuştu kadın.

Çocuk bu topu çok sevdi, evdeki nem kokusu siliniverdi. Annesi yanındaydı. Mutlulukla mırıldandı.

Yağmur yağıyor
Seller akıyor
Arap kızı camdan bakıyor

Üçrenk Mavi

                                                                   Lal