14 Nisan 2012 Cumartesi

UNUTULANLARIN, BİR ADRESİ OLMALI...





Takıntıları olan bir adamdı. İlk yolculuğu bu yüzden kolay olmamıştı. Dar geçitler, abuk subuk ayrıntılar, hızla yürüyor aradıklarını bulamıyordu. İkinci, üçüncü, defalarca denemekten yılmıyordu. Sonunda bir odaya girdi; kapıda hiç bir şey yazmıyordu, içerisi zifiri karanlık, dolamaçlı yollardan ibaretti. Gözleri karanlığa alışmış, etrafına bakıyordu. Sonunda buldu; tüm unutulanlar bu daracık hücrede sıkışmışlardı.



Görmemezliğe gelip, arkasını dönerek hızla oradan uzaklaştı. Beynine yolculuk onu nefessiz bırakmıştı. Gördüklerini derledi, topladı o hücreye tekrar kapattı. Bu son yolculuğuydu.




ÜçRenk Mavi

                                                                     Isabelle Dalle