13 Nisan 2014 Pazar

HALLENMELER- BAŞLANGIÇ KUŞU

Aynı eksende buluşamayız Bayan Heyecan. Çünkü bahsettiğimiz ekseriyetin bohçasında yalnızca ıssızlık var. Dişle artık kendini. Gönlünden geçenleri aklın emsin. Birazdan içindeki geçmişin adına pandora dendiğini öğreneceksin ama sen anlatıcıya kulak asma. Güzelliğinin yanında haklı bir hikayenin olması sadece ahmakları cezbedebilir. Onlar ki; yaşadıklarının infazı sırasında, ellerinde hep bir taş tutarlar ve sevmeye başlasa da kalpleri, onu bir kutuya sığdırmakla geçirirler ömürlerini. yani - ne aksini söylemek bu sağanak yağmurun içimizde dolaşmasını alıkoyar ne de suda birleşmek ya da toprağı üleşmek kavuşturur bizi. Mesela yegah makamıyla dönmedi hiç dünyanın güzelleri.

Aklın boşluğunda dinlendi

ve yine dinlendi bir günün yorgunluğunda

Gün dönmedi.

Biri yakasına yasladı boynunu

teninin terini karaladığı o kente- uğuldadı ve sustu

Düş kapanlarının

ve perdelerde sızan güneşin karşısında

aşkı yokladı diğeri.

"Göğünü arıyorum" dedi. Nereye koydun.

Seni soydum.

Uçan halılarımla odalar arasından kaybolarak mavine dek soydum

soludum da hüznünü çatlaklarından

yok... bir türlü bulamadım...

sonra bunu sıradan bir tavırla okşadım.

kuşku suyuna dizildi sandallar

belki de her kıyıyı,

umuda boyamakla aldandılar bayan heyecan.

hepimizi bir yapan o kral saraylarından,

karşılığını bulduğumuz mezbahalardan ve zamandan...

yine de kaybolmayan bir yanımızla yaralılarımızı taşıyoruz biz..

ve kendi ipini ayaklarına doluyor bir kedi.

düş hesabıyla da olsa

gün daha dönmedi. 

Kemik