20 Haziran 2012 Çarşamba

SIFIR GÖVDE




döküldü yüzümün boyası
kalbimi sana iliklediğim düğme söküldü
hiç açmamış bir gül gibi kaldım bahçede
parkta boşluğu sallayan salıncak
dipte kendine saplanan zıpkın
yırttım hayalin tozlu haritasını
bir kibrit çöpünün gölgesine sığındım

gövdemin bir yarısı yok
onu rengini kaybeden bir eve verdim
kedere açılan avlu kapısı
gökyüzüne kapanan tahta kanat
yoruldum içime taş taşımaktan
dilimde küflü harfler taşlamaktan
gövdemin bir yarısını kışa verdim

şimdi elimin tersiyle itiyorum kendimi
etime dirilten bir yangına doğru
bedenimde bir rüyanın ayak izleri
çoktan yürünmüş, çizgili ve esnek
cebimde gezdirdiğim alaca bir yılanla
ayaklarıma dikenli yollar çiziyorum
azalıyor iğnenin derine inen sesi

aklım bir uçurtmanın kuyruğuna takıldı
erdim suyun göğsü delen sırrına
giden azaltır mı kalanı
yoksa çoğaltır mı kalanın yalnızlığını

Kahverengi

                                                                     Michelangelo