4 Haziran 2012 Pazartesi

DON VURMUŞ YÜZÜNE



Çocukken don vurmuş gözlerine
hamalı olmuş umutsuzluğa karşı sevgi umudunun
omuzlarına konmayan ateş böceği
dalın yaprağına sözünün geçmediği gibi güz yanı

bir çocukluk aşkının gözyaşında
kurşun yemiş güneşe ektiği katık
anne sütü gibi ak , ekmeğin kokusu gibi mis

yangınlar düşmüş ateşin düştüğü yere
eski bir masal gibi
hiç binmediği bisiklet
dudaklarını kabartan ham incirin sütü

toprağın altında güneşi gören tohum
çocuk kadar masum, ihtiyar gibi derin
kadın gibi doğurgan

umudun mucizevi baharına bir elin dokunuşu
bir çocuk başını okşamada unutulmuş

çeliğe su verir gibi acıyla yoğrulup
düşer parmak uçlarından
göçmen kuşların kanatlarına akan
baharları kan revan

bir şarkıyla baharları tükenmiş
ki tükenmez güzün sancısı
güneşten önce gelen serçe sesinde
simit ve çay kokusundan önce

Buz Grisi

                                                                    İvan Miccoli