I.
sen gelince, gölgem beni bırakıp başka şehre gitti
dünyayı boşluğumda patlayan bir yuvarlak sandım
tırnağımla ezberledim kayanın şeklini
kıymetini bildim göğsüme damlayan zehrin
uykuma saplanınca geceye attığım bıçak
güneş, kökü boyundan büyük ağaçlara bıraktı sütünü
suya sakladım bildiğim her şeyi
doğduğu yerde ölemeyen ırmakları
yolunu kaybeden akdeniz tüccarlarını
kendini emziren kadın peygamberleri
günün cesedini, camın terini, neşesini sabahların
aklımı karanlığın usulca çökmesine sakladım
hep gizlendiği oyuktan uzattı başını rüya
II.
gölgemi arıyorum şimdi
sen gelince huysuz bir hayvana dönüşen gölgemi
kabus uyumanın bedeliyse eğer
bir gölün durgunluğuna açıyorum gözlerimi
neden böyle uzun sürüyor kanın kudreti
neden hep cehenneme gidiyor devletler
neden yansıması yok denize bakan aynaların
sıkışmış çölün kıskacına
seyrederken uzaklaşan atlıları
kendime yeni tanrılar yaratıyorum sanrılardan
düştüğüm yerlere inanıyorum en çok
biliyorum; kıpırdarsak kırılırız
ve sesimizle kapatırız kuyunun ağzını
sen gelince, gölgem beni bırakıp başka şehre gitti
ben arafta kaldım
Kahverengi
Sanne Sannes