11 Nisan 2013 Perşembe

KARALAMALAR


Bazı tanımlarla geldim sana, öznesi olmayan bir cümle kurabilme telaşıyla...

Boşluk: Evrendeki en büyük yapı olsa da, düşmedikçe anlayamadığım hiçlik.

Mavi: Üzerime giydiğim sonsuz örtü. Ha, bir de Edip Cansever... “ Bir renk değildir mavi, huydur bende”

Göz: Işığı fark edebilldiğim tek aydınlık.

Tut: Bırakırsan düşebilirim; ses, parçalanmışlık, yokoluş...

Ses: Sessizliğin yaşamdaki ritmi.

Sancı: Bedenime yapışıp, benimle yaşayan arsız sorgu.

Düş: Oltamın ucuna takılan umut...

Masal: Uzak ve yorgun.

Bekleyiş: Dehlizler arasındaki çırpınış. Soylu bir serzeniş..

Aşk: Sessiz harflerin büyük çığlığı, amansız bir taarruz.

Sessizlik: İçimdeki derin sancı...

Yazmak: Soluk alabilmek. Ha, bir de Rumi: "Okumayı öğrendim. Kendime yazıyı öğrettim sonra. Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana"


Al tanımlarımı, başka ne verebilirim ki... Ama unutma; eğrik bir cümleyim ben, imla hatalarından arınmayan.

ÜçRenk Mavi

                                                                   Brooke Shaden