Bazı
tanımlarla geldim sana, öznesi olmayan bir cümle kurabilme telaşıyla...
Boşluk: Evrendeki en büyük yapı olsa da, düşmedikçe anlayamadığım hiçlik.
Boşluk: Evrendeki en büyük yapı olsa da, düşmedikçe anlayamadığım hiçlik.
Mavi:
Üzerime giydiğim sonsuz örtü. Ha, bir de Edip Cansever... “ Bir renk değildir
mavi, huydur bende”
Göz:
Işığı fark edebilldiğim tek aydınlık.
Tut:
Bırakırsan düşebilirim; ses, parçalanmışlık, yokoluş...
Ses:
Sessizliğin yaşamdaki ritmi.
Sancı:
Bedenime yapışıp, benimle yaşayan arsız sorgu.
Düş:
Oltamın ucuna takılan umut...
Masal:
Uzak ve yorgun.
Bekleyiş:
Dehlizler arasındaki çırpınış. Soylu bir serzeniş..
Aşk:
Sessiz harflerin büyük çığlığı, amansız bir taarruz.
Sessizlik:
İçimdeki derin sancı...
Al
tanımlarımı, başka ne verebilirim ki... Ama unutma; eğrik bir cümleyim ben,
imla hatalarından arınmayan.
ÜçRenk
Mavi
Brooke Shaden