Acılardan gün çalarak yaşıyoruz
Yalnızız kendimize, birbirimize
Kara bir delik var hikayemizde
ceplerimiz gibi
yutuyor ellerimizi.
Acının ölümcülk biçimleri var
göğü derinleştiren
kuşlar gömülür.
Ben bu gece bütün yaralarımı soydum
Bir unutana verdim düşlerimi.
Elleri göğe uzanmış bir heykeldim
Dokunabildiğim tek şey yağmur taneleri
(…yüzünden sonra)
yüzün!
Yüzün yağmurun habercisidir
Bulutlar çöker yanaklarına
Tenin kararır, gözlerin buğulanır,
terlersin
ve
toprak kokusu havalanır.
Koca bir şehrin meydanları boş
Yollarında hiç yürünmemiş
Ses yok ,inilti var.
Aşk asılmış bir uçurum kenarına
yanağındaki gülümseme gibi
sallanıp durur
o kocaman boşlukta.
Bekliyorum
Ses yok,…
Ve geride bir hayat
Öylesine söylenmiş bir yalan gibi, nedensiz.
Gün ağarmakta!
Altın şafaklara yakut aşklar yakışırdı oysa.
Siyah Eskisi