hangi ayları öpüyoruz tenhalarda
sanki ölmekten çıkan kimseyim
hangi tekrarla parçalanıyor sözcükler
sonsuzca geçip gittiğim kapılardan
gözün dilden koptuğu zamanlar
ey ben’deki boşluk
rüzgarın yüz aldığı eski korkular
gülmek
süresiz hep az kaldı tenimde
fazla geldim az giderim gecenin içine
içinden uzun bir nefes geceye doğru
hangi sessizliği öpüyorum bu uğraşta
uzağı eksik kıt düşlerin içini mi
sanki susmaktan dönüyor başım
sözcüklerin ucunda
nefesim sabah kokar geceleri
sessizlik
köpük gibi patlıyor aklıma
bir göz baktığında iki oluyorum
akıl
karası