8 Eylül 2016 Perşembe

YOĞRUK SÖĞÜT

Sessizliğin çığlıkları sardı geceyi, kulaklar sağır.
Arkabahçede yağmur yağıyor, toprak çorak.
Suçiçeği açan ellerin dikenli teller sınırında.
Uzaklar uzak olmuş,acılar acı…
Beklemek bir depremden sonra nefes almayı.
Hissediyorum…
                               korku ecelin ayakkabısı.
ecel yalnızlığın sırdaşı.
Hadi ! giy ayakkabılarını gidelim.

Yalnız ölmek yalnız yaşamaktan daha kolay olmalı.

Siyah Eskisi

4 Eylül 2016 Pazar

SOLONUN FALSOSU

Çünkü senin gizli mahir zamanların vardı
Kor bir mührün kapıda bekleyişi gibi
Bekleyen kadınların makamsız
Seslenişleri solgun ve yenikken
Alfabenin vesika çıkardığı yerdi burası
Ceylan derisinden imal edilmiş bir lam
Bedenin yerleşkesinde ki ur’a hapis biçerken
Lanetin içinde oynaşırken gündüz
Sualsiz teslim alınırken yarınlar
Sabaha bir kala hizaya çekilen gerçekler vardı
Yakışmıyorduk bu hayata.
Uzaklardan kalkan bir kalbin hafızası
Bize bizi hatırlatıyordu
Derin ama çok derinlerde ilerleyen şey
Ceylan derisine yaklaşmıyordu bir türlü
Ağır ağır ilerliyordu peritonit                                                         
Nüfuzumuzdan kalbimize doğru                               
Ve şafak sökün ederken
 Saat 00.00 çizgisindeydi
Artık bütün kor mühürler içeriden

Dağlıyordu kapılarımızı.

Soluksuz Gri